SAFRANBOLU EVLERİ
Safranbolu ilk ününü geleneksel Türk mimarisi tarzındaki evleriyle sağlamıştır. Safranbolu evleri, kentsel konumlarıyla, işlevselliği ve estetiği bir çizgide birleştiren mükemmel mimarileri ile geleneksel Türk evleri içinde özel bir yer tutmaktadır. İlçe merkezinde son üç yüz yıl içinde yapılmış iki bin kadar geleneksel Türk evi bulunmaktadır. Bu evlerden sekiz yüz kadarı yasal koruma altındadır.
Safranbolu’da evler, iki ayrı kesimde toplanmıştır. “Şehir” adıyla bilinen kışlık kesim, Çarşı, Akçasu, Musalla, Tabakhane, Gümüş ve Kıranköy semtlerinden oluşmaktadır. Bu bölgede evler, düşük rakımda, Akçasu ve Gümüş derelerinin oluşturduğu iki vadinin yan yamaçları üzerinde, olumsuz iklim koşullarına karşı korunaklı biçimde yerleştirilmişlerdir. Şehirdeki evler mimari bakımdan daha gösterişli ve ayrıntılıdır. Şehirde sokaklar dar ve evler birbirine yakındır.
“Bağlar” adıyla bilinen yazlık kesim, şehirden birkaçyüz metre daha yüksek rakımda, hava akımlarına açık ve daha geniş araziler üzerinde yer almaktadır. Bu kesim Değirmenbaşı, Taşlı Boğaz, Harmanlar, Kavaklar, Köyiçi, Müftü Pınarı, Aslanlar ve Kirkille Bağları gibi semtlerden oluşmaktadır. Şehirde evi bulunan hemen her Safranbolulunun Bağlarda’da yazlık evi bulunmaktadır. Bağlardaki evler dış görünümleri ile şehirdeki evlere benzese de iç düzen bakımından daha sadedir.
Safranbolu’da şehir yerleşimindeki bu akılcılık, semt içi düzenlerde de görülür. Evlerle kamu binaları, dinsel yapılar, üretim binaları ve çarşı-pazarlar arasında akılcı bir ilişki, işlevsel bir düzen söz konusudur. Evler, verimsiz araziler üzerinde, vadilerin yamaçlarında, kendilerine göre merkezi konumdaki kamu binalarına, dinsel yapılara ve anıt eserlere dönük olarak inşa edilmişlerdir. Evlerin birbirine yakın cepheleri kör, uzak cepheleri ise çok pencerelidir.Her evin geniş bir görüş alanı vardır. Hiçbir ev ya da yapı diğerinin görüş alanını kapatmaz. Bu nedenledir ki “Safranbolu’da görünümün hakça paylaşılmış olduğu” söylenir.
Çevreye kirletici etkisi bulunan demircilik, bakırcılık ve dericilik gibi üretim etkinlikleri için şehrin alt ve kenar kısımları seçilmiştir. Pazar yerleri de işlevsel bir mantıkla belirlenmiştir. Köylünün ürünlerini satacağı sebze, tahıl, odun ve hayvan pazarları, köyleri şehre bağlayan yolların şehre giriş bölgelerinde; elde ettiği parayla mal satın alacağı yemeniciler, semerciler, saraçlar, manifaturacılar, demirciler ve bakırcılar çarşıları ise pazaryerlerinin yakınlarına kurulmuşlardır.
“Şehir”de cadde, sokak ve yollar, merkezdeki Kazdağlı Meydanına yöneliktir ve bu meydanda birleşir. Yönetim binaları, anıt eserler ve dini yapılar bu meydanın çevresinde yoğunlaşmıştır.
Kent dokusuna özgünlük kazandıran unsurların başında yollar, sokaklar, bahçe duvarları ve avlular gelmektedir. Avlular, yollar, sokaklar ve meydanlar tamamen taş kaplıdır. Aynı şekilde taştan yapılmış, çok sade ve oldukça düzgün biçimli bahçe duvarlarının üzerleri alaturka kiremit alınlıkla kapatılmıştır. Sarmaşıklarla süslenmiş duvarlar mekanları birbirinden ayırırken estetiği ve bütünlüğü bozmamakta, bir kopma etkisi yaratmamaktadır. Özellikle Bağlar kesiminde yoğun biçimde yer alan yeşil bitki örtüsü, dış mekanların yapı malzemesi olan taşın görünümünü yumuşatmaktadır.
Sokak zeminlerinin kaplanmasında egemen uygulama olan Arnavut kaldırımı tarzı, yarattığı doğal görünümün ötesinde kullanım avantajları da sunmaktadır. Kenardan ortaya doğru eğimli olarak döşenen geniş yüzeyli taşlar, binalarda rutubeti azaltmakta, yol yüzeyinde su birikimini önlemekte, bunu sağlarken ağaç köklerinin yeterli suyu almasına engel oluşturmamaktadır. Orta çizgide daha geniş ve ağır taşların kullanılmış olması sel sularına karşı direnç yaratmakta, büyük yağışlarda tahribatı önlemektedir.
Safranbolu’da evlerin oturtulmuş olduğu arsaların biçimi ne olursa olsun, yapının üst katlarında düzgün geometri, estetik görünüm ve kent mimarisine uygunluk mutlaka sağlanmıştır. Bu özellik kent ölçeğinde bütüncüllüğü egemen kılmıştır.
Evlerin yerleştirilmesinde bir yandan işlevsellik, diğer yandan estetik kaygılar ön planda tutulmuştur. Her yeni yapının inşasında, insan ihtiyaçlarına ve komşuluk ilişkilerine uygunluk aranmıştır. Bir yapının dış çevreyi nasıl göreceği konusuna özen gösterildiği kadar bu yapının diğer yapılar karşısında nasıl bir görünüm oluşturacağı konusuna da büyük özen gösterilmiştir. Şehirde pencerelerden, avlulardan, cadde, sokak ve meydanlardan bakıldığında görünen manzaranın bütünlüğü dikkat çekicidir.
Safranbolu’da yerleşimin mükemmelliği kadar tek tek evler de mükemmeldir. Çelik Gülersoy’un dile getirdiği gibi, Safranbolu’da derme çatma kulübe tarzında evler yoktur. Eski evlerin çoğu, büyük bir kültür birikiminin, maddi zenginliğin ve ustalığın ürünü olan genelde üç katlı, konak tarzı yapılardır.
Safranbolu evlerinin büyüklüğünü ve biçimini belirleyen üç ana unsur bulunmaktadır. Bunlar; çok nüfuslu geniş aile yapısı, yağışlı iklim, halkın kültürel ve maddi bakımdan zenginliğidir.
Safranbolu evlerinde nineler, dedeler, teyzeler, halalar, çocuklar ve torunlar hayatlarının gelişimine bağlı olarak bir arada yaşayabilmektedirler. Ortalama iki ya da üç çocuklu aileler, gelinleri için ayrı ev açmayarak onları evlerine almaktadırlar. Oluşan yeni çekirdek aile, ekonomik bakımdan kendine yeterli hale gelinceye kadar geniş aile ile aynı evde ancak bağımsız bir yaşama birimi olan odalarda yaşamaktadır. Bu büyük evlerin hizmet ihtiyacını karşılamak üzere küçük yaşta evlatlık kız ( besleme ) alınması ve bu evlatlığın evlendirilinceye kadar aile içinde bakılması geleneği de yaygındır. Bu kalabalık aile yapısı Safranbolu evinin büyük olmasını zorunlu kılan unsurların başında gelmektedir.
Safranbolu’da iklimin yağışlı olması nedeniyle kapalı alan ihtiyacı fazladır. Eve ait hayvanlar evin zemin katındaki ahırlarda barındırılırlar. İnsan ve hayvan yiyecekleri, yakacak odunlar, benzeri mal ve eşyalar çoğunlukla evin alt katında ve duruma göre diğer kısımlarında saklanmaktadır. Geleceğin daha fazla güvence altına alınabilmesi için el altında bulundurulan stok miktarı mümkün olduğu kadar fazladır. İklime ve hayat zorluklarına karşı koyma ihtiyacı Safranbolu evinin büyük ve geniş hacimli olmasının ikinci bir nedenidir. İklimin Safranbolu evi üzerinde belirleyici bir diğer etkisi de çatıların uzun saçaklı ve sağlam yapılmalarını zorunlu kılmasıdır. Bu yüzden, Safranbolu evleri anlatılırken zaman zaman çatıyı da cephe sayan “beş cepheli yapı” ifadesi kullanılmaktadır.
Safranbolu evlerinin büyük ve geniş olması aile ve iklim yapısı ile ilgili olmakla birlikte, mükemmel mimarileri yalnızca bu iki etkenin sonucu değildir. Üstün mimariyi yaratan üçüncü ve belki en önemli unsur, halkın zengin kültürel ve ekonomik birikimidir. Bunun sonucu olarak Safranbolu evleri, insan ihtiyaçlarına uygun tasarlanmış ve üstün bir estetik anlayışla biçimlendirilmişlerdir.
Safranbolu Evlerinin yapımında kullanılan temel malzeme taş ve ahşaptır. Bu iki malzemenin kullanımında temel ilke parlatılmadan, cilasız, boyasız ve tamamen doğal görünümleri ile kullanılmalarıdır. Yaratılmış bulunan estetik, daha çok tarza, ustalığa, ince el işçiliğine ve zamanın bu malzeme üzerinde oluşturduğu büyülü çekiciliğe bağlıdır. Çatılar alaturka kiremit ile örtülüdür.
Safranbolu’da avlusu ve bahçesi bulunmayan evlere dış kapı ile doğrudan girilir. Ancak avlusu veya bahçesi bulunan birçok eve önce bahçe kapısı ve daha sonra evin dış kapısı geçilerek girilir. Her iki durumda da kapının büyüklüğü ve ihtişamı evin zenginliği ve ev sahibinin asaleti hakkında fikir verir. Zengin evlerinin avlu ve giriş kapıları daha büyük ve gösterişlidir. Kimi evlerde bir selamlık girişi ve bundan ayrı bir harem girişi bulunmaktadır. Harem girişi ev halkının kullandığı bir servis kapısı niteliğindedir.
Geleneksel Türk evlerinde kapı düzenekleri zaman içinde kendine özgü bir tarz oluşturmuştur. Hemen hemen her kapıda büyük boyutlu anahtar kilitleri, şakşaklar, çekme halkaları ve mandallar bulunur. Çift kanatlı kapıların birbirine birleşme noktalarındaki ahşap “bini”ler de çoğu kez ince işlemelidir. Bu derece ayrıntılı inşa edilmiş kapıların çalınmasında da ilginç bir gelenek oluşmuştur. Ev halkı ile yakınlığı olmayan yabancılar, bir resmiyet gereği olarak kapının zili konumunda olan “şakşak”ı vurmak suretiyle kapı çalmaktadırlar. Ev halkı ile samimiyeti bulunan komşular ve yakınlar, bunu ev sahibine bildirmek istercesine kapı üzerindeki çekme halkalarını çarparak kapı çalarlar. Ev halkından olup dışarıdan dönenler ise kapı mandalını kaldırıp indirirler. Bu durumda mandal içeriden kilitli değilse kapı kendiliğinden açılır. Kilitli ise çıkan ses gelenin ev halkından olduğunu bildirir. Evdekiler kapıyı mandala bağlı ipi çekmek suretiyle açarlar.
Evlerin girişinde genel olarak “hayat”, “taşlık”, “kazan ocağı”, ambar ve ahır bulunur. Bunların içinde “gliste” olarak adlandırılan ahşap kafes duvarlar görünüm ve kullanımları ile ilgi çekicidirler. Gliste, zemin katın ışık ve hava almasını sağlar, soğuk aylarda buraya dizilen odunlar bir yandan kururken diğer yandan soğuk rüzgarları keser. Kazan Ocakları mutfak işlevi için kullanılan odalardır. Bazan birinci katta da bulunabilmektedirler. Evlerin giriş katlarında egemen olan düzen bugünkünden çok farklı değildir. Ev sakini, zamanın ulaşım aracı olan hayvanla hayattan (taş kaplıysa buraya taşlık da denilmektedir.) eve girip hayvanı ahıra bırakmakta ve buradan bir merdivenle evin yaşama alanlarına çıkmaktadır.
Safranbolu evinde günlük yaşantı, tüm geleneksel Türk evlerinde olduğu gibi orta katta geçer. Zemin kattan çoğu zaman ahşap ve bazen taş merdivenle çıkılan orta kat, diğer katlardan daha alçak tavanlıdır. Bunun ana nedeni orta katın, yaz-kış oturulan evin kışlık kullanımı için tasarlanmış olmasıdır. Orta katta mutfak, kiler ve iki, üç yatak odası bulunur.. Orta katların bazılarında, yemeğin hazırlandığı mutfakla misafire sunulduğu “selamlık” denilen misafir odası arasında “dönme dolap” bulunur. Bu düzenek, misafire gösterilen saygının gereği olarak küçüklerin ve ev işlerini yürütenlerin misafirin karşısına çıkarılmamalarından doğmuştur. Sanıldığının aksine Safranbolu’da kadın ya da erkek olsun, ev büyükleri ile misafirler arasında bir “kaç-göç” söz konusu değildir.
Üçüncü kat, Safranbolu evinin mimari bakımdan en gösterişli bölümüdür. Bu kattaki odaların ortasında bir sofa ve genellikle sofaya bağlı bir eyvan bulunur. Evlerin sofasında, selamlık odasında ve baş odasında (ev büyüğünün odası) ahşap tavanlar, “göbekli” ve süslemelidirler. Odaların çoğunda sedir, şömine türü ocak, yan duvarlarda “sergen” denen ahşap raflar ve ahşap dolaplar bulunur. Evlerin ikinci katlarında ve bazen üst iki katlarında “cumba” denen çıkmalar vardır. Binanın dışına fazla taşmayan bu çıkmalar evde yaşayana sokağı boylu boyunca seyir imkanı verirken dış görünümü de güzelleştirmektedir.
Evdeki odaların her biri bağımsız bir yaşama birimidir. Oturma, yeme-içme, temizlenme ve yatma aynı mekandadır. Bu doğrultuda odaların çoğunda, ahşap dolapların içinde, günümüz duş kabinleri ile benzeşen ve “yunmalık” denen bölümler bulunmaktadır. Isınma, mekanın ısıtılması prensibiyle değil, şömine ve mangal aracılığı ile kişinin ısıtılması prensibiyle sağlanmaktadır. Bir yandan ısının diğer yandan mahremiyetin korunması amacıyla her oda kapısında doğrudan girişi önleyen “paravana” yer almaktadır.
Safranbolu evlerinde önemli bir özellik, pencerelerin dar, uzunca ve fazla sayıda oluşlarıdır. Kimi evlerde bir odanın her bir cephesinde dört pencere bulunabilmektedir. Pencerelerde ahşap kanadın dışında ayrıca eve büyük bir estetik kazandıran “muşabak” denen ahşap kafesler vardır.
Helaların ev içinde yapılması uygulamasının yaygın olmadığı bir dönemde Safranbolu’da helalar evin içinde, diğer iç bölümlerin olumsuz etkilenmeyeceği havalandırmaya uygun bölümlerde ve dışarıdan etkilenmeyecek kör cephelerde inşa edilmiştir. Sağlık gereklerine uygunluk bakımından fosseptik çukurları ve “algun” denen kanalizasyon sistemi kullanılmış, diğer atık suların buna karıştırılmamasına özen gösterilmiştir.
Safranbolu’da evlerin saçaklarına uğur getirmesi için geyik boynuzu asılmakta, birçok evde kuş yuvaları bulunmaktadır.
Şehre oldukça uzak mesafeden ve kemerler üzerinden geçirilerek içme suyu getirilmiş, şehirde dönemine göre çok ileri bir içme suyu dağıtım şebekesi oluşturulmuştur.