Geleneksel dokunun korunması amacıyla, Konağımızda engelliler için asansör tesis edilmemiştir.

Booking Award
SAFRANBOLU KÜLTÜREL DEĞERLER
Safranbolu, Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki ekonomik ve kültürel gelişmişliğinin sonucunda elde ettiği zengin kültür değerlerini çevresel dokusu içinde bir bütün olarak korumuştur. Bu nedenle şehrin sahip olduğu kültürel zenginlik, Osmanlı’nın gelişmiş bir şehrinde bulunabilecek tüm çeşitliliği içermektedir. Şehirde yönetim yapıları, askeri yapılar, dinsel yapılar, imalathane binaları, ticari yapılar, medreseler, hanlar (kervansaray), hamamlar, su kemerleri, çeşmeler gibi hizmet yapıları ve benzeri birçok yapının yanında sivil mimarlık örnekleri olarak öne çıkan çok sayıda geleneksel Türk evleri bulunmaktadır.

Safranbolu’yu çok önemli bir ilgi noktası ve çekim merkezi haline getiren geleneksel Türk evleri, ülkedeki diğer örneklerinden çok daha nitelikli olduklarından türü içinde Safranbolu Evleri adıyla haklı bir unvan kazanmıştır.

Şehrin çevresinde de eski dönemlere ait kültürel değerler, kalıntılar ve doğal çekicilikler bulunmaktadır.

Safranbolu’da bulunan çok sayıdaki kültürel eserlerden bazıları aşağıda belirtilmiştir:

1- Eski Hükümet Konağı,

2- Saat Kulesi,

3- Eski Cezaevi,

4- Cephanelik,

5- Cinci Hanı (Cinci Hoca Kervansarayı),

6- Cinci Hamamı,

7- Yemeniciler Arastası,

8- Demirciler Arastası,

9- Eski Hamam,

10- Eski Hastane,

11- Deri Fabrikası,

12- Eski Belediye Binası,

13- Köprülü Mehmet Paşa Cami,

14- Köprülü Cami Muvakkithanesi,

15- Güneş Saati,

16- El Yazması Eserler Kütüphanesi,

17- İzzet Mehmet Paşa Cami,

18- Kazdağlı Cami,

19- Lütfiye (Kaçak) Cami,

20- Dağdelen Cami,

21- İncekaya Su Kemeri,

22- Gazi Süleyman Paşa Medresesi,

23- Hasan Paşa Türbesi,

24- Tarihi Çeşmeler, (137 adet)

25- Tarihi Sarnıçlar, (18 adet)

26- Dergahlar, (3 adet )

27- Geleneksel Türk Evleri, (yaklaşık 2000 adet )

Burada sayılan kültürel eserlerin yanında Safranbolu’da, yine kültürel değerler kapsamında ele alınmaya ve inceleme konusu yapılmaya değer bir şehir yerleşim düzeni, altyapı ve geleneksel yaşam tarzı bulunmaktadır. Şehrin içme suyu ihtiyacını karşılayan ve İncekaya Su Kemeri üzerinden şehre getirilmiş olan “Paşa Suyu”, dönemine göre mükemmel sayılabilecek bir yer altı şebekesi ile dağıtılmıştır. Şehrin çarşı-pazar ve meydan düzenleri, Arnavut kaldırımları ve şehirdeki daha birçok unsur hayranlık uyandıracak kültür değerleri olarak görülmeye ve incelenmeye değerdir.

Aşağıda Safranbolu’daki kültür eserlerinden kentin kimliğini ortaya koymada etkili olacak bazılarına ilişkin kısa açıklamalara yer verilmiştir:

Aziz Stefanos Kilisesi: Safranbolu’nun Kıranköy olarak bilinen kesiminde bulunmaktadır. Bu kilise şehrin Türklerden önceki dönemlerine ait eserlerdendir. M.S. 515 yılında yapılmış ve 1872 yılında büyük onarım görmüştür. Kilise 1956 yılında yeniden onarılarak cami haline getirilmiştir.

Eski Hükümet Konağı: Bu eser “Çarşı” kesiminde, Safranbolu’nun askeri, idari merkezi ve aynı zamanda kalesi olan tepede yer almaktadır. Sultan Abdülhamit Han’ın tahta geçişinin yıl dönümü (“sene-i devriyesi” ) vesilesiyle yapımına Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa veya Enis Paşa tarafından başlanmış ve yapım halk katkısı alınarak gerçekleştirilmiştir. Eserin mimarisi ve taş ustalığı ilgi çekicidir. 1976 yılında yanan bina 2000 yılında restorasyona alınmıştır.

Tarihi Saat Kulesi: Bu eser Padişah III. Selim’in sadrazamlarından İzzet Mehmet Paşa tarafından 1794-1798 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Halk arasında Sadrazamın yapım öncesinde Safranbolululara birer saat verme sözü verdiği ve sözünü bu yapıyı gerçekleştirmek yoluyla yerine getirdiği söylenir. 20 metre yüksekliğindeki kulede yer alan saat İngiliz yapımı olup üstün özelliklere sahiptir. Halen çalışır durumdaki saatin çanı Çarşı kesiminin her yerinden duyulmaktadır.

Cinci Hanı ve Cinci Hamamı: Bu iki eser, Safranbolulu olduğu bilinen Kazasker Hüseyin Efendinin (Cinci Hoca) eşi ya da annesi olan Hamide Hatun tarafından yaptırılarak vakfedilmiştir. Cinci Hoca, aslında bu yönde bir uğraşı bilinmediği halde annesinin saray çevrelerine yaptığı telkin üzerine psikolojik tedaviye ihtiyaç duyan Sultan İbrahim’i ( Deli İbrahim ) okumuş, bunun ardından Sultanın iyileşmesi üzerine büyük servetle ve makamlarla ödüllendirilmiştir. Çekişmelere konu bir hayatın sonunda sürgün edildiği Mihaliç Kasabasında 1648 yılında ölmüştür.

Cinci Hanı ve Hamamı, söz konusu vakfın 1645 yılında kurulmasından sonra inşa edilmişlerdir. Her iki eser üstün mimari özelliklere sahip taş yapılardır. Bu yapılar halen ayakta ve kullanımdadırlar.

Köprülü Mehmet Paşa Cami: Safranbolu’nun Çarşı kesiminde yer alan bu cami, Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa tarafından bir külliye olarak yaptırılmıştır. Önemli bir mimari eser olan caminin avlusunda bir muvakkithane binası, bir güneş saati ve bir şadırvan; dışında ise bu caminin masraflarını karşılamak amacıyla vakfedilmiş 48 dükkandan oluşan Yemeniciler Arastası ve bugün yıkılmış olan ahşap bir medrese bulunmaktadır. Caminin yapımına 1658 yılında başlanmış ve inşaat 1661 yılında bitirilmiştir.

Köprülü Caminin yapımına ilişkin olarak halk arasındaki bir söylentiye göre; Osmanlı Sarayında memur iken Safranbolu’ya sürgün edilen Köprülü, burada çok dara düştüğü bir anda sıkıntılarından kurtulabilmesi halinde bir cami yaptıracağı yönünde adak yapar, ardından affedilerek yeniden Saraya çağrılan Köprülü, sadrazam olduktan sonra bu adağını yerine getirerek söz konusu camiyi yaptırır.

İzzet Mehmet Paşa Cami: Çarşı kesiminde ve Köprülü Caminin alt kısmında bulunan cami, Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış eserler arasındadır.Sadrazam, memleketi olan Safranbolu’da adını yaşatmak amacıyla böyle bir eser yaptırmak istemiş, yer olarak bugünkü yeni yerleşim alanı olan Hastarlayı seçmişse de “Çarşı”yı terk etmek istemeyen halkın müdahalesi üzerine camiyi bugün bulunduğu yere yaptırmıştır.

İzzet Mehmet Paşa Cami de Safranbolu’daki üstün mimari örneklerden biridir. Gerek yerleşim alanındaki güçlüklere rağmen araziye uyumlu bir şekilde yerleştirilmiş olması, gerek yapı stili ve gerekse süslemeleri, caminin örnekleri arasında seçkin bir yer tutmasına imkan vermektedir. Cami dar bir kanyonun kenar kayaları üzerinde kurulduğu için altında galeriler bulunmaktadır.

Kazdağlı Cami: Bu cami, “Çarşı” meydanında, Safranbolu’nun ileri gelenlerinden “Kazdağlıoğlu” olarak da bilinen Mehmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. Caminin yapım yılı ve yaptıran hakkındaki bilgiler çelişiktir. Bir bilgiye göre cami, 1733-34 yıllarında, bir başka bilgiye göre de 1779 tarihinde yaptırılmıştır. Bir anlatıma göre Kazdağlıoğlu bir voyvodadır, bir başka teze göre ise bu şahıs “seyyid” ya da “seyyid” görünen bir şehirlidir.

Yapı, emsallerinden farklı olarak taş ve tuğladan yapılmıştır.

Lütfiye (Kaçak) Cami: Akçasu deresi üzerinde, 1879 yılında, Hacı Hüseyin Hüsnü adlı bir müderris tarafından yaptırılmıştır. Taş ve ahşaptan sade bir mimari ile yaptırılmış bulunan caminin özelliği dere üzerinde bir kemere oturtularak yapılmış olmasıdır.Caminin mimarı Ulu Caminin de mimarı olan Anton Kalfadır.

Cephanelik: Bu ilginç yapı, “Çarşı” kesiminde, Safranbolu Kalesi olarak bilinen tepe üzerinde, Hükümet Konağı, Cezaevi ve Saat Kulesinin bulunduğu alanda ve cezaevinin karşısındadır. Buranın, askeri birliklerin cephanelerinin muhafaza edildiği yer olduğu tahmin edilmektedir. Yapının özelliği dışarıdan bakışlara, etkilere kapalı bir şekilde ikinci bir iç duvarla çevrili olması ve yer seviyesinin altında bir katının bulunmasıdır.

Yemeniciler Arastası: Safranbolu’nun Çarşı kesiminde, Köprülü Cami arkasında, kendine ait bir avlu içinde yer alan ve 48 dükkandan oluşan Yemeniciler Arastası (Çarşısı), ilk kurulduğunda Köprülü Caminin masraflarını karşılamaya yönelik bir vakıf çarşısıdır. Kendine özgü bir mimarisi bulunan çarşıda ayakkabıcılık faaliyetleri uzun yıllar lonca sistemi içerisinde yürütülmüştür. Bugün Yemeniciler Arastasındaki tek yemenici Mustafa Ustadır.

Eski Hastane (Frengi Hastanesi): Kıranköy diye bilinen Safranbolu’nun orta kesiminde, Gümüş deresine ve “Çarşı”ya bakan bir tepede frengi hastanesi olarak inşa edilmiş ola yapı, kesme taşlardan yapılmış ve üstün mimari özelikler taşımaktadır. Hastane, Sultan Abdülhamit’in emri ile Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa tarafından 1890- 1894 yılları arasında yaptırılmıştır.

Deri Fabrikası: Safranbolu Debbağ Şirketi tarafından şehrin en alt kısmında ve düşük kodunda dere kenarına yaptırılmış bulunan fabrika bugün bir harabe halindedir. Safranbolu’nun dericilikte ileri bir düzey elde etmiş olduğunun göstergesi olan yapı, aynı zamanda şehircilik açısından da önemli ipuçları vermektedir. Şehir bir bütün halinde ele alındığında, çevreye kirletici ve zararlı etkileri olan unsurların bu etkilerini en düşük düzeyde gösterecekleri alt seviyelerde ve atıklarını temizleme imkanı olan yerlerde yerleştirilmiş olduklarını göstermektedir. Demirciler, bakırcılar ve bunun gibi atık yaratan mesleklerin mensupları da aynı şekilde şehrin düşük kodlarında ve derelerin yan yamaçlarındaki kullanılmayan arsalarda yerleşmişlerdir.

Eski Belediye Binası: Bu yapı, Safranbolu’nun “Çarşı” kesiminde, ticari alanların ortasında yerleştirilmiştir. Üçgen ve dar bir arsa üzerinde inşa edilen bina, ilginç mimari özellik göstermektedir.

Güneş Saati: Köprülü Cami avlusunda yer alan güneş saati, zaman dilimlerini, taş kaide üzerindeki bir metal çıkıntının güneş ışıklarından doğan gölgesinin bu taşa işaretlenmiş çizgilere düşmesi suretiyle gösteren bir düzenektir. Taş kaide demir parmaklıkla çevrilidir. Saatin yapım yılı kesin olarak bilinmemekle birlikte yazılarının Arap harf ve rakamları ile yazılmış olmasından dolayı Osmanlı’nın son dönemlerine ait olduğu düşünülmektedir.

El Yazması Eserler Kütüphanesi: Safranbolu’nun sahip olduğu kültür mirası içinde “El Yazması Eserler Kütüphanesi” önemli bir yer tutmaktadır. Uzun zaman Köprülü Cami avlusunda yer alan “Muvakkithane” binasında muhafaza edilmiş bulunan 350 kadarı el yazması, diğerleri eski dönemlere ait basma eserlerden oluşan kütüphane, muhafaza güçlüğü nedeniyle 1990’lı yıllarda Kütüphaneler Genel Müdürlüğünce merkeze nakledilmiştir.

Bu kütüphanede, Osmanlı dönemine ait, altın varakla yazılmış el yazması Kuranlar, gündelik hayata, hayvancılığa ve benzeri konulara ilişkin olarak yine elle yazılmış eserler yer almaktadır.

Muvakkithane Binası: Köprülü Cami avlusunda bulunan “Muvakkithane” binası, tek katlı, iki küçük odalı ve zarif yapılı bir binadır. Burasının ay ve güneş hareketleri ile zamanın belirlendiği bir merkez ve aynı zamanda bir kütüphane olduğu bilinmektedir. Muvakkithane1874 yılında yapılmıştır.

İncekaya Su Kemeri: Sadrazam İzzet Mehmet Paşanın Safranbolu’ya kazandırdığı önemli bir bayındırlık eseri İncekaya Su Kemeridir. 1794-1798 tarihleri arasında inşa edildiği bilinen kemer, şehre içme suyu taşıyan hatları bir kanyon üzerinden geçirmektedir. Taştan, horasan harcı ile, beş küçük, bir büyük kemerden oluşacak şekilde inşa edilen yapı, dönemine göre çok önemli ve ileri bir mimari yapıdır. Yaklaşık 110 metre uzunluğunda ve 30-40 metre yüksekliğindeki kemer, 1.20 cm ile 2.50 cm arasında değişen genişliklerdedir. Gerek suya ve gerekse rüzgara karşı dirençli olması için kemer karşıdan karşıya düz bir doğrultuda geçirilmemiş, orta yerinde iki kırılma yapılarak inşa edilmiştir.

Hasan Paşa Türbesi: Safranbolu’nun “Çarşı” kesiminde, “Hıdırlık” olarak bilinen tepe üzerinde bulunmaktadır. Kesme taştan, sekiz köşeli olarak yapılmıştır. Türbenin üzerinde bir kitabe vardır. Sultan I. Abdülmecit tarafından Safranbolu’ya sürgün edilmiş olan Köstendil Kaymakamı Hasan Paşa, Safranbolu’da sevilmiş ve 1845 yılında öldüğünde bu türbe inşa edilerek buraya gömülmüştür.

Yemenicilik Müzesi: “Ahmet Demirezen Yemenicilik Müzesi” olarak adlandırılmış bulunan müze, Yemeniciler Arastasında bir dükkanda oluşturulmuştur. Müzede ayakkabıcılığa ve yemeniciliğe ilişkin bilgi, belge malzeme ve eserler sergilenmektedir.

FOTOĞRAFLAR / PHOTOGRAPHS BY: Muammer AKSOY & Merve Gülenay AKSOY
Her hakkı saklıdır. Fotoğraf ve metinleri kaynak göstermeden kullanmayınız. 2006 : © Mehveshanimkonagi.com.tr
All rights reserved. Do not use the photographs and texts without making referance to the source.
Safranbolu Mehveş Hanım Konağı